17 Ocak 2025 - Cuma
Ah, o İzmir'deki günler mazide kaldı hep...
Talatpaşa'ya giden çifteli troleybüsten Konak'ta indim, Ankara Palas'ın altındaki Çin Çin'de Sezen abiye selâm verip, Nedim Pelin Kundura'nın vitrinlerine baktım.
Yazar - Yusuf Mehmet Sarışın
Okuma Süresi: 5 dk.
Yusuf Mehmet Sarışın
msarisin@gmail.com - 0507 723 4769Ah, o İzmir'deki günler mazide kaldı hep...
Talatpaşa'ya giden çifteli troleybüsten Konak'ta indim, Ankara Palas'ın altındaki Çin Çin'de Sezen abiye selâm verip, Nedim Pelin Kundura'nın vitrinlerine baktım.
Ali Galip Şekerleme'yi geçince Os-Ka pasajının önünde duran benzinci Kör Hafız'dan vapur modeli Ibelo çakmağımın demir deposuna gaz doldurdum.
Konak Sineması'nda Doktor Jivago afişleri vardı. Nazan Terliğin vitrininde tüllü bayan terliklerine baktım, pasaja girsem Cim-Bom Bonmarşesi'nin vitrinine bakmadan da edemezdim.
Ehram Mağazası'nın ve Hasan yazan mağazanın vitrininde ise polo yaka Neyir ve Çift Geyik marka kazaklar vardı babamın giydiği.
Birinci Bey'lerde Ekmekçibaşı ve Baduç Meyhanesi saat erken olduğu için kapalıydı ama anason kokusu geceden kalmıştı. Karşı duvarda eski kitap satan bir sergide yaşlı babasıyla iriyarı oğlu vardı, çizgi kitaplar yanında tezgâh altından Playboy da satıyordu; romanların yanında.
Sağdaki ikinci sokağın köşesinde Karadut limon şerbeti satan meşhur şerbetçiden meyve kokusu yayılıyordu, sokağa girerseniz Ezo Gelin adlı pide kebap ve çorba satan lokantada yemek yiyebilirsiniz.
Solda küçük bir pasajda Plakçı Bedri'nin dükkanı ve vitrinde TDK kasetlere mix kayıt yapılır yazısı. Pikaptan yükselen vitrindeki Kıng Krımson'ın Epitaph'ı çalıyordu.
Şan Pasajı'na girişte Becerik Optik vitrinde yerli film yıldızlarının resimleri ve gözlük numuneleri dikkat çekiyordu.
Pasajda Aydın Kitabevi ve Butik Necmi en popüler dükkanlardı. İstanbul'dan gelen erkek Angora kazak ve jeanler satılırdı Necmi'de.
Pasajdan çıkınca Barçın'ın spor mağazasının yanında meşhur Menemenci Atom Ali.
Kemeraltı'na devam ederseniz Yeni Şükran Oteli ve lokantası, Veysel Çıkmazı'nda ise Halikarnas Balıkçısınında gittiği Karadeniz Ve Ferit Baba'nın Teknal Lokantası.
Meserret Han'ın karşısında Kemeraltı Karakolu, Çobanoğlu Plak'ta vitrinde duran Ferdi Özbeğenin albümünden Selda'nın ''Ah o günler mazide kaldı hep'' şarkısı çalıyordu Göztepe'nin efsane kalecisi Ali'nin ayakkabıcısının yanında.
Köşede İstanbul Bankası'ndan sağa dönünce Sema Sineması balkonsuz kırmızı koltukları ile dikkat çekiyordu, sağ tarafında spor malzemeleri satan dükkan solda ise büyük bir kırtasiye var vitrinlerine bakmaktan zevk aldığım.
Salepçioğlu'nda Miş Miş'te oturup çay içebilirdim ama yemek saatiydi. Sefer Usta'nın kazandibi de aç karnına yenmezdi nasılsa daha şekerim de yoktu ama. Havuzlubey pasajında pul satan bir kadının işlettiği dükkan ilgimi çekti,o renkli yabancı pullar gerçek mi yoksa sahte mi anlayamadım. Karşıdaki belki de çarşının en yüzü gülmez esnafı olan pilci vardı; Berec marka piller satıyordu.
Başdurak Camiinin pasajın içindeki Aşçı Murat'ın dükkanında fırında pişmiş kuzu beyni spesiyaldi nasılsa daha kolesterolümde yoktu veya kadınbudu bir kaşık kuru fasulye bir kaşık pilavla bezelyeden oluşan karışık aşçı tabağını da tercih edebilirdim.
Abacıoğlu Han restore edilmemişti daha köşesindeki Damlapınar'a baktım; dede dükkanı sünnet hediyesi Bisan bisikletimin alındığı,ona gelmeden Necmi Arzıkta kiraları topladığım dükkanımızdı dede yadigârı, sünnetimde çanta Phılıps pikap ve bir çanta dolusu 45'lik hediye edilmişti, Nilüfer'den Barış Mançoya kadar.
Havra sokağına girmiyorum, kuyumcular pasajında Mustafa Karakaşın vitrinine bakmadan edemiyorum elmas küpeler ve yüzükler için.
Artık mantoculara geldim sola kıvrılıp Şadırvan Camiinin yanından tekrar sağ yapıp Süha Baykal'ın çamaşır dükkanının vitrininde çeyizlik satenler, karşısında Şık İpekte takım elbiselik kumaşlar..
Hisar Camii'nin etrafında fincanda kahve pişmiyor daha avluda restore edilmemiş ama Bayciğit var, kahveyi orta içiyorum nasılsa şekerim yok daha, bir de ince bellide demli çay. Mennan'da tavuk göğsü de yiyebilirim, şambali de..
Karşıda Kardiçalı Han'ın arka tarafında siyah bez torbalarda kara fırın çerezi satıyor bir adam.
Akşama siyah-beyaz TV de ''Kaçak'' var; dizi karşısında iyi gider, alıyorum. Gümrük tarafındaki duraklara geçiyorum Pier balık hali daha kokusu durağa kadar geliyor bu sefer gelen Kahramanlar troleybüsüne binip sarı 25 kuruş uzatıyorum kibar biletçiye tam Mithatpaşa durağında virajda boynuzu çıkıyor troleybüsün..
Köşk Sineması'nda uzun kuyruk var; Umut oynuyor Yılmaz Güney'in, Valikonağına gelince ipi çekiyorum inmek için.
Makbuş Kuaför'ün olduğu Şölen Apartmanı'nın ikinci katı beni bekliyor.
Yazanın kalemine sağlık.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları