Ayyıldız Otomotiv'in açılışında nostaljik-klasik bir konuk vardı

AYYILDIZ Otomotiv, MHP Didim İlçe Başkanı Mustafa Sağdıç ve Ege İş İnsanları Federasyon Başkanı Serhun Alakuş’un ortaklığında hizmete açıldı. Yoğun katılım oldu. 

Açılışta konuklara mırra ve çiğ köfte ikram edildi. 

Açılış kurdelasını İzmir'de yaşayan Urfalı iş insanı Koçali Al ile birlikte Didimli iş insanı ve Didim Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Mehmet Emin Beyazkaz, Didimli iş insanı ve Didim Belediyesi MHP Meclis Üyesi Mehmet Ege Aydoğan ve diğer davetliler birlikte kestiler. 

Mehmet Ege Aydoğan'a ait, 105 yaşındaki “1920’lerde ABD’de kullanılan Amerikan karoserli Alman yapımı Mercedes otomobil” açılışta sergilendi ve büyük ilgi gördü.

Klasik otomobil merakımdan dolayı hayatımda ilk defa gördüğüm otomobili araştırdım. 

İşte araştırmam sonucunda elde ettiğim bilgilere dayanarak kaleme aldığım yazım:

KROMUN PARLADIĞI YILLAR...

YUSUF MEHMET SARIŞIN YAZDI

1920’lerin Mercedes Otomobilleri ve Bir Dönemin Asaleti...
Bazı otomobiller yalnızca bir ulaşım aracı değildir.
Onlar, yaşadıkları çağın ruhunu taşıyan sessiz tanıklardır.
1920’lerin Mercedes otomobilleri de tam olarak böyledir:
Çeliğin zarafetle şekil bulduğu, hızın henüz bir gösteriş değil, bir karakter meselesi olduğu yılların simgesi…
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından dünya yeniden nefes almaya çalışırken, Avrupa yollarında uzun kaputlu, ince jantlı, parlak nikel detaylı otomobiller süzülüyordu. Direksiyon başındaki sürücü, eldivenli elleriyle yalnızca bir aracı değil; mühendisliğin, estetiğin ve statünün birleşimini kontrol ediyordu.

Bir Alman Mühendisliği, Amerikan Hayali

Mercedes otomobilleri 1920’lerde Almanya’da üretiliyordu. Ancak o yıllarda bu otomobillerin en büyük hayali, Atlantik’i aşmaktı.

Amerika Birleşik Devletleri 

Geniş yolları, zengin sanayicileri, hız tutkusuyla dolu yarış pistleri. Mercedes, ABD’de seri üretim araçların arasında sessiz ama derin bir saygı uyandırıyordu. Çünkü o, kalabalığa hitap etmiyor; seçkinlere sesleniyordu. Bazı Mercedes şasileri, Amerika’ya ulaştığında yerel ustaların ellerinde yeniden doğdu. Brewster, LeBaron, Fleetwood gibi karoser ustaları; Alman mühendisliğini Amerikan zarafetiyle buluşturdu. İşte bu yüzden yıllar sonra bazıları bu otomobilleri “Amerikan Mercedes” diye anacaktı. Ama gerçekte, kalbi her zaman Almanya’da atıyordu.

Uzun Kaputun Altındaki Güç

1920’lerin Mercedes’leri, dönemin çok ilerisindeydi.
Kompresörlü motorlar
Altı silindirli devasa bloklar
Yarış pistlerinden sokağa taşınan performans

Mercedes S, SS ve efsanevi SSK modelleri; hızın yalnızca rakamlarla değil, mekanik bir senfoniyle ifade edildiği otomobillerdi. Kompresör devreye girdiğinde çıkan o metalik ses, bugün hâlâ otomobil tutkunlarının kulaklarında çınlar. O yıllarda hız göstergeleri 160’ı gösterdiğinde, bu sadece bir hız değildi. Bu, cesaretin ibreye dönüşmüş hâliydi.

Direksiyon Başındaki Asalet

1920’lerin Mercedes’inde sürücü olmak bir ayrıcalıktı.
Şoför koltuğu yüksekti
Yolcular arkada, geniş ve ağır koltuklarda otururdu
Otomobil, sahibini değil; sahibi otomobili taşırdı
Bu araçlar aceleyle kullanılmazdı.
Her yolculuk bir ritüeldi.
Motor çalıştırılırken dinlenir, yol alınırken hissedilirdi.

Bugün Bir Müze Sessizliğinde

Bugün bu otomobiller;
Müzelerde
Özel koleksiyonlarda
Açık artırmalarda
sergileniyor.

Kromları hâlâ parlıyor, ahşap direksiyonları hâlâ sıcak bir dokunuş taşıyor.
Onlara baktığınızda yalnızca bir otomobil görmezsiniz. Bir dönemi görürsünüz.
1920’lerin Mercedes’i, bize şunu fısıldar:
“Hız geçicidir, ama zarafet kalıcıdır.”

Son Söz

1920’lerin Mercedes otomobilleri;
ne tamamen Avrupa’ya,
ne tamamen Amerika’ya aittir.

Onlar, eski dünyanın mühendisliğiyle yeni dünyanın hayallerinin kesiştiği noktada doğmuş; zamana direnen metal anıtlardır.

Ve bugün hâlâ, otomobil tarihinin en asil cümlelerinden birini kurmaya devam ederler.