Rotamız Türkiye’nin En Büyük Adası Gökçeada

Yakın dostlarımız Yusuf Deveci, eşi Neriman Hanım ve biz Sarışın'lar, Didim'den Gökçeada'ya özel araçla gittik.

YeniDidimHaberimGazetesi Yayın: 02 Ekim 2025 - Perşembe - Güncelleme: 02.10.2025 17:01:00
Editör - Yusuf Mehmet Sarışın
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

Gökçeada: Türkiye’nin En Büyük Adası

Haber ve fotoğraflar: Yusuf Mehmet Sarışın - Zekiye Sarışın

Yakın dostlarımız Yusuf Deveci, eşi Neriman Hanım ve biz Sarışın'lar, Didim'den Gökçeada'ya özel araçla gittik.

Rotamız önce Geyikli idi. Buradan feribot ile Bozcaada'ya geçtik. Bozcaada gezimizi ayrıca anlatacağım. Bozcaada'dan yine feribotla Geyikli'ye dönüp, Çanakkale'ye gittik. Buradan arabalı vapurla Eceabat'a geçtik. Eceabat'tan da Kabatepe'ye ulaştık.

Kabatepe'den feribotla Gökçeada'ya yaklaşık 1.5 saat yolculuk yaptık. Petrino Gökçeada'ya yerleştik. Sinan-Funda Türe'nin işletmeciliğinde çok şık ve kaliteli bir aile pansiyonu. Kahvaltı müthiş. Zaten Sinan Türe bir masterchef. Artık lezzeti siz düşünün. (funda@petrinogokceada.com - Tel: 0532 446 53 73)  

Antik adı İmbros (İmroz) olan Gökçeada aynı zamanda Türkiye’nin en büyük adası. Çanakkale Boğazı’nın ağzında yer alıyor. 290 kilometre karelik bir alan üzerinde oluşmuş. Kıyı şeridinin uzunluğu yaklaşık 95 kilometre. Kuzey-güney uzunluğu 13 kilometre, doğu-batı uzunluğu 29.5 kilometre.

Gemilerin ve feribotun yanaştığı Gökçeada Kuzu Limanı, Çanakkale’den 32 mil, Gelibolu Yarımadası’ndaki Kabatepe Limanı’ndan ise 14 mil uzaklıkta. Yerleşim yerleri, ilçe merkezi dışında Bademli, Dereköy, Kaleköy, Tepeköy, Zeytinli Köy, Şahinkaya, Şirinköy, Uğurlu, Bademli ve Eşelek’e yayılmış durumda.
 
Coğrafi yapısı çevre adalardan oldukça farklı. Tepelerin ve ovaların birbiri ardınca sıralandığı ilginç bir yapısı var. 

Çok engebeli, volkanik bir yapıya sahip olan adanın yüzde 77’si dağlık. 

Adanın güney sahillerinde Akdeniz iklimi, kuzey sahillerinde ise Marmara’ya özgü iklim hüküm sürmekte. 

Rüzgârlar genellikle kuzeyden poyraz, güneyden lodos esmekte. Yılın büyük bölümü rüzgârlı. 

Gökçeada, su kaynaklarının çokluğu bakımından dünyanın dördüncü adası durumunda. 

Beş adet gölet bulunan adada Zeytinli Barajı adanın içme, kullanma ve tarım amaçlı su ihtiyacını büyük ölçüde karşılamakta.
 
Adadaki Rum köyleri özgün mimarileriyle ilgi çekici. 

Ada kökenli Rumlar Ağustos ayındaki Meryem Ana yortusuna katılmak için dünyanın dört bir tarafından adaya gelirler. 

Küçükbaş hayvancılık, organik tarım, zeytincilik, balıkçılık adanın ekonomik değerleri.
 
Gökçeada dünyanın yavaş şehirlerinden (cittaslow) biri. Adaya ulaşım Çanakkale ve Eceabat Kabatepe’den feribotlarla sağlanmakta. 

Gökçeada’nın en önemli yerleşim yeri bugünkü Kaleköy. (Kastro). 

İlçe merkezinde, sivil mimarlık örneklerinin yanı sıra ağırlıklı olarak kamu yapıları yer almakta. 

Özgün yapı ve sokak özelliklerini nispeten kaybeden ilçe merkezinde dini yapılardan Panagia, Barbara Kilisesi, Merkez Camii, Fatih Camii ve iki çamaşırhane bulunmakta. 

Gökçeada’nın olağanüstü doğal güzellikleri arasında; Marmaros Şelalesi, Peynir Kayalıkları, Tuz Gölü, Kuzu Limanı bu güzelliklerden en bilinenleri.
 
Adanın 1970 yılına kadar İmroz olan adı, Bakanlar Kurulu kararıyla Gökçeada olarak değiştirilmiş.

Gökçeada Tuz Gölü

Aydıncık’ta Tuz Gölü olarak adlandırılan lagün ve biyolojik üretim sağlayan ekosistem düzeniyle adanın en önemli sulak alanlarından biri. Aralarında koruma altında bulunan flamingolar başta olmak üzere pelikan, yaban ördeği ve kaz gibi göçmen kuşlara da bahar aylarında ev sahipliği yapmakta.
 
Şiddetli rüzgarlar sonucunda yığılan kum seddinin deniz ve yağmur suyu ile dolması sonucu oluşan göl, yaz aylarında ise suyun buharlaşmasıyla geriye ince bir tabaka tuz bırakarak harika bir manzara oluşturuyor.
 
Tuz tabakasının altında yer alan çamurun ise yapısında, kuvars bileşiğinin yanında yoğun miktarda kükürt, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, baryum, magnezyum, karbonat, sülfat ve bikarbonatın da bulunduğu analizlerden anlaşılmış. Bu kimyasal bileşenler nedeniyle sedef, romatizma, kireçlenme gibi hastalıklarda rahatlatıcı etkisine inanılmakta.

Kaşkaval Burnu: Peynir Kayalıkları

Üst üste sıralanmış peynir kalıplarını andıran ilginç kaya oluşumları nedeniyle bu adla anılmakta. Kuzu Limanı’nın doğusunda bulunan Peynir Kayalıkları’nı karadan görmek mümkün olmadığı için tekne ile denizden görülebilmekte.
 
Adanın, görsel şölen sunan bu doğal oluşumlarıyla ilgili, koyun ve keçi sürüleri olan zengin, inatçı, cimri ve yaşlı bir kadınla ilgili bir efsane bile dillendirilmekte. Paylaşma duygusu gelişmemiş bu yaşlı kadın, kızdırdığı tanrının gazabına uğramış, dondurucu kar, yağmur ve rüzgârlar karşısında yaptığı peynir kalıpları taşa dönüşmüş.

Dünyanın İlk ve Tek Sakin Adası (Cittaslow): Gökçeada

Yeryüzünde organik tarımın yapılacağı topraklar ve iklim alanı gitgide daralmakta. Gökçeada, insanların yeniden doğaya dönüş arzusunun hız kazandığı bir çağda bu olanağı sunabilen yerlerden birisi. Hayata geçirilen Gökçeada Organik Tarım Projesi ile bağcılık, zeytincilik ve arıcılık gibi, tarıma dayalı üretimle geçimini sağlayan küçük üreticilerin organik tarıma yönlendirilmesiyle adada yaşam farklı alternatiflerle renklenmeye başlamış.
 
Gökçeada, 2011 yılı haziran ayında almış olduğu Cittaslow unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası olmuş. Yurtiçinden ve yurtdışından organik tarımla uğraşmak isteyenler için Gökçeada bir cazibe merkezi haline gelmeye başlamış.
 
Ladolia zeytin ağacı, Türkiye’de sadece Gökçeada’da yetişmekte. Bu ağaç zengin aromalar ve lezzet içeren yağlık zeytinler vermekte. Adada önce zeytin ve zeytinyağı üretimiyle başlatılan uygulama ile organik ürün yelpazesi yaygınlaştırılarak sürdürülmekte. 

Adaya gelen ziyaretçilerin sağdığı keçinin sütünü içmesi, çam ve kekik ballarından yerinde tatması ve alması mümkün. 

Dalından organik sebze ve meyve koparıp kahvaltı sofralarını, öğle ve akşam yemeklerini renklendirmek ve süslemek bir hayal değil. 

Adalıların hoşgörülü ve öğretici yanlarını değerlendirip, ada yemeklerinin yapımını öğrenebilir, çocuklarınıza kent yaşamında karşılaşamadığı hayvanlarla oynama şansı yaratabilirsiniz.

Yaklaşık beş yüz yıl Osmanlı idaresinde kalmasına rağmen Gökçeada’da Osmanlı eserleri az sayıda. Yapılan çalışmalarda Osmanlı döneminden günümüze sadece 1 cami, 4 çamaşırhane, 1 çeşme, 1 mezar taşının ulaştığı tespit edilmiş.
 
Adadaki tek Osmanlı camisi Çınarlı Mahallesi’nde yer alan bugünkü Merkez Camii. Caminin üzerinde ne zaman konulduğu bilinmeyen bir tabeladaki 1813 tarihinin de nereye dayandığı bilinmemekte. Kitabelerinden Osmanlı döneminde yaptırıldıkları anlaşılan çamaşırhaneler ise Çınarlı, Fatih ve Yenimahalle’de. Çınarlı Mahallesi’ndeki kitabe üzerinde 1814 tarihi var. Yenimahalle’deki çamaşırhanenin yıpranmış kitabesinde ise 1800 tarihi okunabilmekte. Fatih Mahallesi’ndeki çamaşırhanenin çeşme aynasında ise yeni rakamlarla 1908 tarihi yer almakta.

Gizli Liman Plajı: Büfe haricinde tesis yok. Biz gittiğimizde o da kapalıydı. Arabanızı bulduğunuz yere park edebilirsiniz. Denizi taşsız ve çok temiz. Yanınızda katlanır sandalye masa ve şemsiye getirin. Yoksa sıcak havada 2 saat bile kalamazsınız. Bir iki sene içinde tekrar askeri alana çevirip girilmesi yasaklanacakmış. Elinizi çabuk tutun.

Aydıncık Sahil Gökçeada: Adanın güneydoğusunda bir burun etrafında Kite Beach, İncekum Beach ve hatta Kefalos plajını da içine alan Aydıncık Plaj bölgesinde Kiteboard (Uçurtma Sörfü), Yelkenli Sörf, geniş halk plajlarını bir arada görmek mümkün. Sezonda adanın en kalabalık ve en çok tercih edilen plajı. Biz sezon dışında ve çok rüzgarlı bir havada uğradık. Buna rağmen plaj boş değildi. Ancak, plaj çevresinin temiz olmadığı görünüyor. Yabancı plakalı araçların çokluğu da dikkat çekici. Muhtemelen uçurtma veya yelkenli sörf için yurtdışından gelmişler. Rüzgar miktarı yüksek ama geniş ve güzel bir plaj.

Kaleköy: Adada gece gidip keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer. Anlamadığım nokta mekanların birbirlerine olan benzerliği. Her yer taverna dolu alternatif mekanlar zamanla açılacakmış. Askerler ve asker emeklilerinin girebilecekleri askeri gazino süper. Restoran, cafe, plaj, oyun ve televizyon salonu var. Yusuf Deveci asker emeklisi olduğu için akşam yemeklerimizi uygun bir ücretle genellikle burada yedik. 

Uğurlu Plajı: Yolları bana göre tırmanışta ve inişte çok dar. Ve bozuk. Fakat plaj buna değer. Hizmet iyi. Su birden derinleşiyor...

Tuz Gölü: Çok rüzgarlı bir havada gittik. Yürümekte çok zorlandık. Su çok çekilmişti. Bazı kısımları pembe renge bürünmüştü.

Yıldız Koy Plajı: Etraf oldukça kayalık, düz bir alan nerdeyse yok gibi. Deniz müthiş, fakat çok uzun zaman geçirmek pek mümkün değil...

Laz Bay: Denizi temiz ve berrak. Gökçeada'nın olmazsa olmazı burası da rüzgarlı fakat rüzgar kıyıdan estiği için deniz çarşaf...

Kent Müzesi:  Zemin kat ve küçük bir asma kattan oluşuyor. Ada tarihi hakkında bir çok bilgi sahibi olabilirsiniz. Sergilenen eserlerin sayısı az olmasına rağmen bilgilendirme tablo ve yazıları güzel.

Aya Marina Kilisesi: Gökçeada'nın eski Rum köyü olan Dereköy'de bulunan Aya Marina Kilisesi, bir Rum Ortodoks kilisesiymiş. 2016 Ağustosunda Patrik ve İstanbul başpiskoposu Bartholomev buraya ayin için gelmiş. Bir zamanlar Türkiye'nin en büyük köyü olan Dereköy'de çok sayıda harabe halinde taş evler bulunmakta. Köyün turizme açılmasıyla, bazı evler restorasyona alınmış. Kilise yeniden gayet güzel restorasyonu yapılmış. Köyü ziyaret ettiğimizde kilise kapalı olduğu için içerisini gezemedik. Birde kiliseye bitişik Osmanlılar zamanında yapılmış büyük bir çamaşırhane var. Bir zamanların en kalabalık köyüymüş Dereköy. Ama şu an hayalet köy olmuş. Oradaki yıkık evlerin arasında kiliseyi bakımlı görmek köyün eski canlılığına kavuşması için bir umut oldu.

Aydıncık Plajı: Kefalos yani Aydıncık plajını çok sevdim. Upuzun kumlu bir plaj ve deniz çok temiz. Yan yana pek çok tesis var. Rüzgarlı ama rahatsız etmiyor. Dalgasız ve sakin olan rüzgara göre. Derinlik ve sığlık bakımından çocuklara uygun. Sörf yapmak için imkan ve malzeme bulabileceğiniz bir yer. Sörf yapanları izlemesi de eğlenceli. Gökçeada tatili boyunca deniz keyfi için gidilesi bir yer.

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.