ESKİ İZMİRİN ESKİ HIDRELLEZLERİ

Makale/ Araştırma: Gürol Tulunay

Yayın: 07 Mayıs 2023 - Pazar - Güncelleme: 07.05.2023 09:57:00
Editör - Yusuf Mehmet Sarışın
Okuma Süresi: 4 dk.
Google News

ESKİ İZMİRİN ESKİ HIDRELLEZİ BÖYLE KUTLANIRDI

Makale/ Araştırma: Gürol Tulunay

Türk Dünyasında kullanılan bayramlardan biridir. Her ne kadar resmi kimliği yoksa da her yıl coşku ile kutlanır.

Hızır ve İlyas adlı ermişlerin dünya üzerinde yılda bir defa buluştuğu gün olarak geçmektedir. 
Denizlerin ermişi İlyas ile Karaların Ermişi Hızır’ın buluşmasıdır.

Beş Mayıs gecesi artık kış günlerinin bittiği ve sıcak yaz günlerinin başladığı tarih olarak kabul görür hıdrellezde.

Rivayete göre; Beş Mayıs’ı altı Mayısa bağlayan gece, dünyanın bir yerinde buluşurlar.
Şayet buluşamazlarsa deniz denizlikten çıkar, toprak topraklığını kaybeder beti bereketi kalmazmış, Hızır la İlyas’ın buluştuğu yerde bahar daha görkemli olur, ağaçlar çiçek açar ve çiçeklerine büyük olurmuş…

Ayni günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St Georges günü olarak kutlarlar… 
Bu girişimizden sonra size o gün ve geceden bahsedeyim.
Gündüzden mahallenin çocukları bütün çalı, çırpı, kasa, ot yastık, tahta parçası, odun ne varsa toplar mahallenin ortasında gece yakmak üzere hazırlarlar. 

Gece yakılan ateş he kadar büyük olursa olsun, üstünden atlamak adettendir. 

Başka bir adette gül dallarına para asmak olarak bilinir. Benim çocukluğumda yüz para ve bir kuruş vardı. Onların ortası delik olduğu için, gül dallarına bir iple rahatça asılırdı.

Küçük çakıl taşları toplanır evi olmayanlar bir plan çizer gibi o taşları yan yana getirip bir evin kuşbakışı odasını, salonunu, yatak odasını yapar ve odaların, salonların boşluklarına ise yeşil yapraklar konurdu.

Bir adette bahçelerden gül koparmaktı. Hatırlıyorum da gül kopardılar diye bir kavga, gürültü çıkmazdı.
Sanki o gece kimse, kimseye kızmazdı. 

Bir başka adette sabah erken kalkılır, Atatürk Meydanı Konaktan kayıklara binilir ve yazılı dilekler denize atılırdı.

Bir ana baba günü olurdu o zamanlar Atatürk Meydanı Konak.
 
Delikanlıların elinde sapı gazeteyle sarılmış dala dikenler bulunur ve genç kızların ayaklarına sürerlerdi.

Bilirsiniz dala dikenin sürüldüğü yerler kabarır ve uzun süre kaşınırdı.
Her yerden ayrı, ayrı çığlıklar yükselir, delikanlılar ise kahkahayı basardı.

Ben diyeyim o sabah denizde 100 kayık vardı, siz deyin 150 kayık vardı ve sahilde yüzlerce genç kız. Kayıkların boşalmasını ve sıranın kendilerine gelmesini bekleşirlerdi.

Boşalan bir kayığa doluşulur ve geceden özene, bezene yazılmış dilekler denizinle buluşturulurdu. 
Deniz olmayan yerde de büyük bir su dolu küpün içine dilekler atılırmış. 

Dedim ya rivayet böyle.

Ayrıca o gün yeşilliklere, kırlara yiyeceklerle gitmek ve oralarda yemek yiyip eğlenmekte bir gelenek olmuştur…

Eskiden böyle günde en çok rağbet edilen yerlerin başında Kültürpark gelirdi ve en çokta romanlar fuarda piknik yaparlardı.

Hızırla, İlyasın buluşması ve Hıdrellez böyle kutlanırdı. Onlar bir araya geldikleri zaman biri doğudan, biri batıdan iki yıldız doğar ve onların başının üstüne dökülürler. 

Bu anda da akar su akmaz olur donar. İşte tam bu anı denk getirenlerin dileklerine olurmuş Rivayeti böyle bu konunun…

Ben artık eski kutlamaları görmüyorum. Şimdi sembolik bir ateş yakıyorlar ve birkaç genç ve çocuklar ateşin üstünden atlıyorlar…

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.